🕊️ Boşanma Davası ve Sebepleri (2025 Güncel Rehber)
🌸 Boşanma: Bir Bitiriş Değil, Yeniden Başlayış
Boşanma, çoğu insanın hayatında yalnızca bir hukuki süreç değil; aynı zamanda bir duygusal, psikolojik ve toplumsal kırılma noktasıdır. Evlilik, iki insanın ortak bir yaşam kurma iradesini temsil eder; boşanma ise artık bu iradenin sürdürülememesi durumunda bireyin kendini koruma hakkını devreye soktuğu bir aşamadır. Hukuken boşanma, kişisel statüyü değiştiren bir dava türüdür; ancak insani yönü çok daha derindir.
Bir boşanma davası, sadece “evliliğin sona erdirilmesi” değildir. Kimi zaman bir kadının ekonomik özgürlüğünü geri kazanması, kimi zaman bir erkeğin psikolojik baskıdan kurtulması, kimi zaman da çocukların huzurlu bir ortamda büyüme hakkının korunması anlamına gelir. Bu nedenle bir boşanma avukatı, sadece hukuki bilgiyle değil; aynı zamanda empati, strateji ve dikkatle hareket etmelidir.
2025 itibarıyla Türkiye’de boşanma oranları artmaya devam etmektedir. Özellikle büyük şehirlerde, evliliklerin ilk 5 yılında açılan boşanma davalarının oranı %42’ye ulaşmıştır. Bu da gösteriyor ki, modern yaşamın temposu, ekonomik stres, sadakat krizleri ve iletişim kopuklukları evlilikleri giderek daha kırılgan hale getirmektedir.
Bu kırılganlıklar içinde, doğru hukuki adımı atmak ise kritik öneme sahiptir. Çünkü boşanma davası, “haklı olanın kazanacağı” değil, “haklarını doğru anlatabilenin korunacağı” bir süreçtir.
⚖️ Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Bir boşanma davası açmak için öncelikle eşlerden birinin Aile Mahkemesi’ne başvurması gerekir. Türkiye’de aile mahkemeleri, evlilik, boşanma, nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi tüm aile hukukuna ilişkin davaları görmekle görevlidir.
Dava açmak isteyen taraf, bir boşanma dilekçesi hazırlayarak, delilleriyle birlikte mahkemeye sunar. Dilekçe, davanın seyrini belirleyen en önemli belgedir.
Bu dilekçede;
-
Boşanma sebebi açıkça belirtilmeli,
-
Olaylar kronolojik biçimde anlatılmalı,
-
Deliller (mesaj, tanık, rapor vb.) gösterilmeli,
-
Nafaka, velayet, tazminat talepleri net biçimde yazılmalıdır.
Dava açıldıktan sonra, mahkeme ön inceleme duruşması yapar. Tarafların iddia ve savunmaları alınır. Anlaşmalı boşanmalarda genellikle tek duruşma yeterlidir; ancak çekişmeli boşanmalarda tanıklar dinlenir, bilirkişi raporları hazırlanır ve süreç aylarca sürebilir.
Boşanma avukatı desteği, bu noktada sürecin kaderini belirleyebilir. Çünkü bir avukat, hem hukuki süreci hızlandırır hem de hatalı beyanlar nedeniyle doğabilecek hak kayıplarını önler. Unutulmamalıdır ki, bir cümlelik hata, yıllarca sürecek mağduriyetlere yol açabilir.
💔 Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri iki ana gruba ayrılır:
-
Genel Boşanma Sebebi: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166)
-
Özel Boşanma Sebepleri: Zina, hayata kast, suç işleme, terk, akıl hastalığı, haysiyetsiz yaşam gibi durumlar.
Aşağıda tüm boşanma sebepleri 2025 Yargıtay karar eğilimleri, örnek olaylar ve avukatlık pratiğiyle açıklanmıştır.
🔹 Zina (Aldatma)
Zina, eşin sadakat yükümlülüğünü açık biçimde ihlal etmesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesine göre, “Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.”
Bu dava, öğrenmeden itibaren 6 ay, her hâlde 5 yıl içinde açılmalıdır.
Zinanın ispatı için yalnızca “yakalanma” gerekmez. Yargıtay içtihatlarına göre, otel kayıtları, gizli mesajlaşmalar, WhatsApp yazışmaları, sosyal medya paylaşımları, hatta tanık anlatımları bile delil sayılabilir.
Ancak ispat yükü davacıdadır. Bu nedenle bir boşanma avukatı, delillerin toplanmasında titizlikle hareket eder; gizlilik ihlali oluşturmadan, hukuka uygun deliller sunar.
Zina sebebiyle boşanma, tazminat hakkı doğurur. Aldatılan eş, hem maddi hem manevi tazminat isteyebilir. Ayrıca, zinanın ispatı halinde kusur oranı %100 olarak belirlenir; bu da nafaka ve mal paylaşımında avantaj sağlar.
🔹 Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
Eşin diğerini öldürmeye teşebbüs etmesi, ağır şiddet uygulaması veya sürekli psikolojik baskı yapması bu kapsamdadır.
Yargıtay’a göre, “Bir eşin diğerine sistematik şekilde hakaret etmesi, küçümsemesi, değerini düşürmesi” de onur kırıcı davranış sayılır.
Bu tür vakalarda tek bir olay bile boşanma nedeni olabilir.
Avukat pratiğinde en çok karşılaşılan hatalardan biri, mağdur eşin “bir şans daha vereyim” düşüncesiyle süreci geciktirmesidir. Oysa hayata kast, affedilmediği sürece her zaman dava hakkı doğurur.
Bu nedenle, şiddet veya ağır hakaret yaşayan kişilerin 6284 sayılı kanun kapsamında koruma talebinde bulunmaları ve eş zamanlı olarak boşanma davası açmaları önerilir.
🔹 Suç İşleme veya Haysiyetsiz Hayat Sürme
Eşin sürekli suç işlemesi, toplum içinde yüz kızartıcı davranışlarda bulunması veya “haysiyetsiz bir hayat sürmesi” durumunda da boşanma mümkündür.
Örneğin, eşin kumar alışkanlığı, uyuşturucu kullanımı, hırsızlık, dolandırıcılık veya sürekli alkol bağımlılığı gibi davranışlar bu kapsamda değerlendirilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararlarında, bu tür durumların süreklilik göstermesi gerektiği vurgulanır. Yani bir defalık hata değil, alışkanlık haline gelen davranış boşanma nedeni oluşturur.
Avukat gözlemiyle söylemek gerekirse; bu tür dosyalarda en çok karşılaşılan zorluk, delil yetersizliğidir. Bu nedenle süreç başında tanık listesi, hastane kayıtları, alkol tedavi raporları veya sabıka kayıtları toplanmalıdır.
🔹 Terk
Eşin evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, ortak konutu izinsiz terk etmesi boşanma sebebidir.
Terk, en az 6 ay sürmeli ve bu süreçte eş dönmesi için ihtar almalıdır.
Eğer eş ihtara rağmen dönmezse, mahkeme boşanmaya karar verir.
Terk, çoğu zaman “ekonomik şiddet” ve “ilgisizlik” ile karıştırılır. Ancak fark şudur:
-
İlgi göstermemek, duygusal terk sayılır.
-
Evi fiilen terk etmek, hukuki terk sayılır.
Yargıtay’a göre, “eşin hiçbir mazeret olmadan evi terk etmesi” yeterlidir.
Avukatın rolü burada, ihtar sürecini doğru yönetmek ve “terk eden taraf” olarak suçlanmayı önlemektir.
🔹 Akıl Hastalığı
Eşin evlilik birliğini sürdürmeye engel olacak derecede akıl hastası olması durumunda boşanma mümkündür.
Ancak bu durumda iki koşul aranır:
-
Hastalığın iyileşmez nitelikte olması,
-
Diğer eş için birlikte yaşamın çekilmez hale gelmesi.
Bu tür davalarda en önemli delil, adli tıp raporudur.
Mahkeme, eşin ruhsal durumunu incelemesi için hastane veya bilirkişi raporu ister.
Eğer raporda “şizofreni, ağır bipolar bozukluk, paranoid kişilik bozukluğu” gibi teşhisler konulmuşsa, boşanma kararı verilebilir.
🔹 Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Genel Sebep)
Bu madde, en geniş kapsamlı boşanma nedenidir.
Türk Medeni Kanunu madde 166’ya göre:
“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
Bu madde, aslında her boşanmanın çerçevesini oluşturur. Çünkü “temelinden sarsılma”, çok sayıda davranışı kapsar:
-
Sürekli ilgisizlik, sevgisizlik
-
Hakaret, aşağılama
-
Cinsel ilişkiyi reddetme
-
Aile sorumluluklarını yerine getirmeme
-
Ekonomik baskı veya savurganlık
-
Bağımlılık (kumar, alkol, teknoloji)
-
Sadakatsizlik kuşkusu
-
Sürekli tartışma veya sessizlik
Yargıtay kararlarına göre, bu tür durumlarda tek tarafın ağır kusuru aranmaz.
Çoğu davada, “karşılıklı kusur” olsa bile evlilik birliği çekilmez hale gelmişse boşanma kararı verilir.
Avukat olarak burada en önemli görev, müvekkilin yaşadığı olayları hukuki dile çevirmek ve mahkeme nezdinde somutlaştırmaktır.
Birçok danışan, yaşadığı travmayı “büyük bir olay değilmiş” gibi görür. Oysa hukuk, duyguları ölçmez; davranışın sonuçlarını değerlendirir.
🔹 Cinsel İlişkiyi Reddetme
Evlilik birliği içinde eşlerden birinin, uzun süreli ve nedensiz biçimde cinsel ilişkiden kaçınması da boşanma sebebidir.
Yargıtay içtihatlarında, “cinsel ilişkiden sürekli kaçınma, evlilik birliğini temelinden sarsar” şeklinde kararlar mevcuttur.
Bu konularda avukatın rolü çok hassastır. Çünkü dava sürecinde mahremiyetin korunması, duruşma gizliliği ve ifade biçimi önemlidir.
Mahkemeler bu tür davalarda genellikle tarafların psikolojik durumunu da değerlendirir; gerektiğinde psikiyatri uzmanı bilirkişi raporu alır.
🔹 Ekonomik Şiddet ve İlgisizlik
Son yıllarda en çok görülen boşanma nedenlerinden biridir.
Eşin, evin temel ihtiyaçlarını karşılamaması, çalışmasına izin vermemesi, parasını kısıtlı şekilde vermesi ya da borç yükü altında bırakması “ekonomik şiddet” sayılır.
Bu durum özellikle kadınlar açısından “gizli şiddet” biçiminde yaşanır.
Yargıtay’a göre, ekonomik şiddet de fiziksel şiddet kadar ağır bir boşanma sebebidir.
Bu tür dosyalarda avukat, müvekkilin banka hareketlerini, faturalarını, borç kayıtlarını ve tanık anlatımlarını delil olarak sunar.
Çoğu kez kadınların uzun süre sessiz kaldığı bu durumlarda, doğru hukuki temsil sayesinde hem boşanma hem de tazminat kazanımı mümkün olur.
🔹 Hakaret ve Psikolojik Şiddet
Boşanma dosyalarının %70’inde “psikolojik şiddet” unsuru yer alır.
Hakaret, küçümseme, susturma, değersiz hissettirme, aşağılama gibi davranışlar evlilik birliğini temelden sarsar.
Bu durum, fiziksel şiddet kadar yıkıcıdır.
Avukat olarak en zor kısım, bu şiddetin görünmezliğidir.
Çoğu danışan “ama bana hiç vurmadı” der. Oysa Yargıtay kararları çok nettir:
“Sürekli hakaret, küçümseme, eşin psikolojik bütünlüğünü bozuyorsa boşanma sebebidir.”
Bu tür dosyalarda delil olarak mesajlaşmalar, tanık beyanları, psikolog raporları kullanılabilir.
🔹 Kumar, Alkol ve Madde Bağımlılığı
Bağımlılıklar, sadece kişinin değil, ailenin de yaşamını etkiler.
Eşin kumar veya madde bağımlılığı, hem ekonomik hem psikolojik yıkım yaratır.
Bu durumda da boşanma mümkündür; üstelik bağımlılık tedavi edilmezse süreklilik arz eden kusur sayılır.
Yargıtay kararlarına göre, “eşin ev ekonomisini tehlikeye atan kumar alışkanlığı” boşanma sebebidir.
Bu tür dosyalarda bankadan para çekim kayıtları, kredi kartı hareketleri ve tanık anlatımları önem kazanır.
💬 Boşanma Davası Açmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
-
Delil Hazırlığı: Mesaj, e-posta, tanık, rapor gibi her bilgi hukuka uygun toplanmalıdır.
-
Avukatla Görüşme: Olayın duygusal değil, hukuki boyutu değerlendirilmelidir.
-
Dava Stratejisi: Çekişmeli mi, anlaşmalı mı? Hedef ne olacak?
-
Koruma Tedbirleri: Şiddet riski varsa eşzamanlı koruma talebi yapılmalıdır.
-
Maddi Haklar: Nafaka, tazminat, mal paylaşımı talepleri baştan planlanmalıdır.
⚖️ Boşanma Avukatının Rolü
Bir boşanma avukatı yalnızca dilekçe yazmaz.
O, danışanının sesidir, sınırıdır, bazen de en sakin tarafıdır.
Çünkü boşanma dosyaları, yalnızca hukuki değil; duygusal dayanıklılık gerektirir.
Avukat, müvekkilini duygusal karmaşadan çıkarıp, hukuk diline çevirir.
Her cümlenin, her ifadenin, her delilin bir karşılığı vardır.
İyi bir avukat;
-
Müvekkiline duygusal değil, stratejik destek verir.
-
Karşı tarafın tutumuna göre savunma planını sürekli günceller.
-
Gerektiğinde 6284 sayılı kanunla koruma talebi, ihtiyati tedbir, mal dondurma gibi önlemleri hızla devreye sokar.
💎 Sonuç: Doğru Adım, Güvenli Gelecek
Boşanma, bir yenilgi değil; çoğu zaman özgürlüğün, sağlığın ve yeniden doğuşun başlangıcıdır.
Ancak bu süreci doğru yönetmek, profesyonel destekle mümkündür.
Unutmayın: Haklı olmak yetmez, haklılığınızı ispat edebilmek gerekir.
📞 Esra Ateş Hukuk Danışmanlık olarak İstanbul’da ve Türkiye genelinde;
boşanma, nafaka, velayet, mal paylaşımı ve 6284 sayılı kanun süreçlerinde yanınızdayız.
Hızlı, gizlilik esaslı ve güven veren avukatlık desteği için bizimle iletişime geçin:
📧 av.esraates@gmail.com
📱 0530 547 64 82
Yorumlar
Yorum Yapın